Binalar yeşilleniyor

Karbon ve sudaki ayak izini en aza indirmek ve artan maliyetlerin önüne geçmek adına inşa edilen yeşil binalar enerji ve su kullanımında yüzde 50’lere varan tasarruf sağlıyor

Türkiye’de de yavaş yavaş örnekleri görülmeye başlayan ‘yeşil binalar’ olarak adlandırılan çevre dostu binalar, enerji ve su kullanımında yüzde 50’lere varan oranda tasarruf sağlıyor. Dünyada son yıllarda artan çevre dostu ve enerji tasarrufu sağlayan uygulamalar, Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladı. Firmalar, yeşil bina özelliklerini dünyada bu alanda kabul gören sertifikalarla da taçlandırmaya hazırlanıyor. Bu sertifikalar arasında ABD kökenli LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik), İngiliz kökenli BREEAM (Bina Araştırma Kuruluşu Çevresel Değerlendirme Metodu) en bilinenleri. Sertifikalar binadaki uygulamalara göre derecelendirmelere de sahip. Ayrıca ABD rakamlarına göre bu tür binalarda işletme maliyetleri yüzde 8-10 arasında azalıyor. Bina ömrü boyunca enerji sarfiyatı yüzde 40 azalıyor. Böylece binaların pazarlama şansı da artıyor.

Sabah

AVM’lerde son 3 yılın en iyi kasımı yaşandı

ALIŞVERİŞ Merkezi Yatırımcıları Derneği (AYD) ile Akademetre Research tarafından ortaklaşa oluşturulan AVM Endeksi’nin kasım sonuçları, geçen Kurban Bayramı’nın AVM’lere son üç yılın en iyi kasımının yaşandığını ortaya koydu. AYD tarafından yapılan açıklamaya göre, her ay yayınlanan ciro endeksi 2010 Kasım’da, 2008 Kasım’a göre yüzde 41, Kasım 2009 dönemine göre de yüzde 13’lük artışla 133 puana ulaştı ve Kurban Bayramı’nın etkisi AVM’lere son üç yılın en iyi kasım değerini yaşattı. Geçen yılın kasım ayı verilerine göre yüzde 18’lik artış göstererek 134 puana ulaşan İstanbul ciro endeksi ise, eylül verilerine göre yüzde 13 artış gösterdi.

Sabah

Binada su % 50 daha az tüketiliyor

Unilever’in yeni taşındığı Ümraniye’deki yeşil bina LEED sertifikalı. Bina elektrikte yüzde 31, suda yüzde 50 tasarruf sağlıyor. Yağmur suyu ve klima yoğuşma suyunun depolandığını binada, gün ışığından en yüksek derecede yararlanılıyor.

Entepe Konutları’nda 400 Bin TL’ye

Oftaş’ın Çankaya’da inşa edeceği Entepe Konutları’nda fiyatlar 400 bin TL’den başlıyor.

İnşaatına temmuz ayında başlanacak Entepe Konutları’nın 36 ay sonra teslim edilmesi planlanıyor. Fiyatların 400 bin TL ile 650 bin TL arasında değiştiği projede 3+1, 4+1, dubleks ve ters dubleks olmak üzere 4 tip konut bulunuyor.

Ödemede minimum yüzde 60 peşinatla geri kalanı 24 aya kadar vadelendirilebiliyor. İsteğe göre banka kredisi de almak mümkün.

88 konuttan oluşan Entepe Konutları’nın şu ana kadar yüzde 20’si satıldı.

Tel: 0312 438 89 69

Kaynak: kolayeval.com

Ankara’nın ilk çevreci konut projesi

Küresel ısınmanın etkisiyle önemi giderek artan çevreci binaların bir örneği olan “Entepe Çankaya Konutları” Ankara’da OFTAŞ Şirketler Grubu tarafından yapılıyor. Enerji tasarrufu, atık yönetimi, çevreci malzeme seçimi, minimum su gerektiren peyzaj düzenlemesi gibi çok çeşitli unsurları içeren ekolojik projede 200 daire yer alıyor.

Sabah

TOKİ İstanbul’da ekolojik kent kuracak

Toplu Konut İdaresi (TOKİ), özel sektörle birlikte İstanbul Kayabaşı’nda 60 bin konutluk bir ekolojik kent kurmayı planlıyor. TOKİ Başkan Yardımcısı Ahmet Haluk Karabel İstanbul Kayabaşı Konutları’nda güneş enerjisinden elektrik elde edileceğini, yağmur sularının depolarda toplanacağını, rüzgar enerjisi için çalışmalar yapılacağını belirtiyor. Kayabaşı projesinde, su tasarrufuna katkı sağlamak amacıyla konutlarda ve duşlarda fotoselli bataryalar ile kademeli rezervuarların yapılması öngörülüyor. Böylece binalarda yıllık 2 milyon 430 bin metreküp temiz su tasarrufu sağlanması hedefleniyor. Ayrıca projede güneş pillerinden (Fotovoltaik Piller) elde edilecek elektrik enerjisi ile binaların, ortak alanların, yeşil alanların, yürüme yollarının, trafik ve otopark lambalarının enerjisi sağlanacak.

Sabah

Bu proje doğayla barışık

Varyap’ın İstanbul Batı Ataşehir’de inşa ettiği Varyap Meridian projesinde LEED kriterlerinin sağladığı olanaklar konut sahiplerine daha düşük aidat ve genel giderler olarak geri dönecek. Projede yüzde 40’a varan enerji ve su tasarrufu sağlanacak. Binaların cephelerinde güneşin zararlı etkilerini ve sıcaklığını en aza indirmek için pastel ve yumuşak tonlar seçildi. Binaların tasarımı ve konumu daha az enerji kullanacak şekilde planlandı. Ortak alanların elektriğinin bir kısmı rüzgar türbini ve güneş panelleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacak.

Sabah

2010’da emlak yatırımcıya ne kazandırdı?

2010 gayrimenkul yatırımcıları için iyi bir sene miydi? Ne getirdi, ne götürdü? Kaç markalı konut projesi satışa çıktı? Ne kadar konut satıldı? Alternatif yatırım araçlarına göre, kazandıran bir enstrüman mı gayrimenkul? Yıl içinde toplam kaç kişi konut kredisi kullandı? Mortgage sektörünün durumu ne? Herkesin merak ettiği bu sorulara cevap aradık.

Seda TABAK 

Özellikle 2010’un ilk yarısından sonra gazete sayfalarını, inşaat firmalarının ilanları kapattı. Birbiri ardına çıkan her çeşit konsepte sahip projelere yönelik yapılan reklam kampanyaları, tüketicilerin dikkatini çekecek nitelikte. Konut alıcılarına, başını sokacakları evden ziyade, yeni bir yaşam tarzı satılıyor âdeta. Hayata geçirdikleri projelere alıcı bulmak için yarışan firmalar, 2010’u iyi kapattıklarını ve 2011’den çok umutlu olduklarını her fırsatta dile getiriyorlar. Bütün bunların yanı sıra, tüketicinin karşısına her sene kendilerini aştıkları projelerle çıkıyorlar. Çatısında golf sahalı, katlarda bahçeleri olan, yüzme havuzunun bile sıradan geldiği sitelerde yaşamak artık kimileri için lüks olmaktan çıkıyor. En azından gazete ve televizyon reklamlarından ve firmaların satış rakamlarından yansıyan görüntü bu yönde. Peki, gayrimenkul sektöründe neler oluyor? Patronların 2010 sektör değerlendirmesini geçtiğimiz hafta paylaşmıştık. Bu hafta ise; yılın yatırımcılar açısından nasıl kapandığını ele aldık.

Erişilebilir fiyatlı evler satılıyor
Eva Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, 2010’un büyük yatırımlarda daha çok nakit parası olan yerli yatırımcıların gayrimenkul portföyü edindikleri bir yıl olarak geçtiğini düşünüyor. Perakende konut açısından değerlendiren Yazıcı, “Ön finansman, yani projeden satışla gerçekleştirilmek için yola çıkılan birçok proje gördük. Aslında 2010 senesi bize; gayrimenkul sektöründe her dönemde ihtiyaca yönelik gayrimenkul ürünlerinin “erişilebilir fiyatlı” olduğu sürece satıldığını gösterdi. Bu açıdan geçtiğimiz yılın gayrimenkulün hareketlenmeye ve ivme kazanmaya çalıştığı bir yıl olarak görüldüğü düşüncesindeyim.” diyor ve ekliyor: “Ticari krediler açısından projelerin gerçekleştirilmesinin zor olduğu bir dönem geçirsek de, konut kredileri beklenenin üzerinde büyümüştür. Bence bu yıl yatırımcılar daha seçici oldu ve geliştiricinin güvenilirliğini daha fazla sorgulamaya başladılar, doğru olanı da bu diye düşünüyorum.” Bütün verilere bakıldığında, 2011 senesinin gayrimenkulde toparlanma yılı olacağının düşünülebileceğini söyleyen Yazıcı, “Önümüzdeki dönemde piyasada kıpırdanmalar olacağı ama yine piyasada daha çok likiditesi hazır yerli oyuncular arasında hareket yaşanacağını öngörmek mümkündür. Perakende konut kredileri pazarının ise ivmelenerek büyüyeceğini düşünüyorum.” diyor.

4 milyon konut stoku var
Eva Gayrimenkul Değerleme’nin son verilerine göre; İstanbul’daki konut stokunun 2007’de 3.699.807 adet iken, 2008’de bu rakam 3.826.170 adete çıkmış. Tahmini konut stokunun yıllık takribi yüzde 3 büyüdüğü ve 2010 yılı sonunda 4 milyonun biraz üzerinde olacağını öngörülüyor. Yazıcı, “Bunların dışında konut satış rakamlarına baktığımızda 2009 un ilk yarısı ile 2010 un ilk yarısı karşılaştırıldığında yeni inşaat için alınan ruhsatlarda yüzde 64’lük bir artış olduğunu görüyoruz, bu olumlu bir gelişme.” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “İstatistiklere konut satış rakamları anca tapu devri ile yansıyor. Oysa projeden “satış vaadi sözleşmesi” ile konut satılması ise ülkemizde çok yaygın. Tapu devirleri projelerin başlamasından 2-3 sene sonra yani mülkler teslime hazır olduğu zaman yapılıyor. Bu nedenle tapu devir verilerine yıllık bakıp o yıl için yorum yapmamak gerekiyor.

2010 iyi bir yıl oldu
Konuta yönelik gayrimenkul yatırımları için 2010 iyi bir yıl oldu diyen Yazıcı, “Ticari ve arsa için işlerin biraz daha zor olduğu bir yıl oldu. Öte yandan büyük arsa ihaleleri yapıldı ve hepsi satıcı için güzel fiyatlarla alıcı buldu. Bunlar sektöre olumlu dinamikler getirdi, piyasaya olan güveni arttırdı.” diyor.

Sektör 9 ayda yüzde 18,4 büyüdü
Epos Gayrimenkul Danışmanlık ve Değerleme Yönetici ortaklarından Neşecan Çekici, konut sektörüyle ilgili şu rakamları veriyor: “2009 yılının üçüncü çeyreğinde 18,2 oranında küçülen inşaat sektörü, 2010 yılının aynı döneminde yüzde 24,6 oranında büyüdü. Sektör dokuz aylık dönemde ise 18,4 oranında büyüme gösterdi. İnşaat sektörü üçüncü çeyrek bazında en fazla büyüyen sektör olma özelliğine sahip oldu. İnşaat sektörünün GSYİH içerisindeki payı ise dokuz aylık dönem için 5,6 olarak gerçekleşti. Mortgage kredilerinde ciddi bir genişleme olmasına rağmen, hala GSMH’nın yüzde 5’i seviyelerinde…”

Bu sene 260 bin konut satıldı
2010 yılı üçüncü çeyrek sonu konut satış rakamları 259.824 adet. Bu satışın 56.799 adedi İstanbul’dan. 2009 yılında Türkiye rakamları 531.746 idi.131.150 adet konut satışı İstanbul’da gerçekleşmişti.2010 yılı kapanırken geçen yılın satış rakamlarına ulaşılamayacak gibi duruyor. Markalı konut projelerinde ise rekabet son hızla bu yıl da devam etti. Epos Gayrimenkul tarafından 5 yıldır takip edilen markalı konut projeleri verilerine bakıldığında, İstanbul’da 638 adet markalı konut projesi satışa çıkmış. Bu da yaklaşık 300 bin adet konuta tekabül ediyor. Bu adedin yüzde 63’ü ise Avrupa yakasında bulunuyor.

33 markalı proje start verdi
2010 yılında arzda hız kesildiğini belirten Çekici, markalı konut projeleri ile ilgili şunları söylüyor. “Bu yıl içinde Avrupa yakasında 21 adet projede yaklaşık 18.000 adet konutun lansmanı gerçekleşti. Anadolu yakasında ise 12 adet konut projesinde 4.000 adet konut inşaatı start aldı. Konu projelerin teslimleri ise ağırlıklı olarak 2012 ve 2013 yıllarında olacak. 2009 yılında her iki yakanın toplamında yaklaşık 50 adet proje tüketiciyle buluşturulmuştu; konut adedi ise yaklaşık 21.000 adet idi. Bu rakamları oluşturan ağırlıklı bölgeler Avrupa yakasında; Beylikdüzü, Bahçeşehir ve Ispartakule; Anadolu yakasında ise, Ataşehir, Çekmeköy, Sancaktepe, Kartal ve Maltepe olarak geçtiğimiz yıla damga vurmuştu.”

2010 konut stoku erime dönemiydi
Bu senenin, özellikle markalı konut projelerinde stok eritilme senesi olduğunu söyleyen Çekici’ye göre 2010 bir anlamda konut geliştiricilerin hem yeni projelerinin hazırlıklarının sürdüğü, hem arsa arayışlarının olduğu, hem de eldeki stokları belli ödeme kolaylıklarıyla tüketiciye sunulduğu bir yıl. “Özellikle İstanbul’da B ve B+ sosyo-ekonomik gruba hitap eden projelerde ciddi bir konut stoku olduğu bir gerçek.” diyen Çekici, bu stoku projelerin sona kalan tortu dairelerinin ve ikinci ellerinin oluşturduğunu söylüyor. “2010 yılının son çeyreğinde başlayan büyük montanlı konut projeleri piyasada yerini alacak” diyen Çekici sözlerine şöyle devam ediyor: “Gelişmekte olan bazı şehirlerde da hazırlıkları tamamlanmak üzere olan konut projeleri söz konusu. Geçtiğimiz 2 kritik yılda arsa fiyatları gerilemedi. Özellikle lokasyon açısından avantajlı noktalarda arsa payları halen çok yüksek.”

İlk satış döneminde alan kazandı
“Emlak, yatırımcı açısından her dönem en güvenilir yatırım aracı…” diyen Çekici uygun fiyatlı, lokasyonu gelecek vaat eden bölgelerin her dönemde tercih gördüğünün altını çiziyor ve ekliyor: “Ancak yatırımcı son yıllarda bilinçlendi. Bölge metrekare fiyatlarını karşılaştırıyor, kritik ediyor. Doğru fiyattan, doğru yerde ve güvenilir inşaat şirketlerine yatırım yapmaya devam ediyor. Projelerde ilk satış döneminde yatırım yapanlar her zaman olduğu gibi 2010’da kazandı. Projenin başı ile teslimi arasındaki değer artışından yararlanmak amaçlı alışverişler yapılıyor.”

En çok primi arsalar yaptı
Çelen Kurumsal Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık Başkanı Güniz Çelen’e göre, emlak 2010’da iyi bir yatırım aracıydı. Özellikle ilk ve ikinci çeyrekte konuta yatırım yapanların ciddi değer artışından faydalandığını dile getiren Çelen, “Doğru lokasyonlarda ofis, dükkân gibi işyerlerinin de aynı potansiyeli taşıdığını düşünüyoruz. Ama en büyük primi arsalar yaptı. İmarlı arsa kentsel alanda hala yatırım yapılabilir nitelikte.” diyor. Kriz döneminde özellikle gayrimenkulün değerinin anlaşıldığının altını çizen Çelen, “Anaparanın değer kazanımı çok hızlı gerçekleşiyor. Dolayısıyla orta ve uzun vadede değer yitimi söz konusu olmuyor ve kendisi yeni kaynak yaratmak için teminat olma özelliği taşıyor” derken 2011’de emlak yatırımı yapmak isteyenlere de şu tavsiyelerde bulunuyor: “Emlak alırken geleceğin trendlerini anlamak, geriye bakmaktansa yükselen değerlerin sonucunda ortaya çıkan ihtiyaçlara eğilmek gerekir. Bu tür özgün yatırımların peşinden gitmek, erken evrede projeye girmek en akıllıca davranış olacaktır.”

Mortgage 2010’u rekorla kapatıyor
Mortgage sektörü, 2010 yılını rekor bir büyümeyle kapatıyor. 2009’u da 5,1 milyar TL tutarında bir büyümeyle 42,7 milyar TL ile kapatan sektör, 2010’u yaklaşık 14 milyar TL’lik bir hacim artışıyla 56 milyar TL’nin üzerinde bir büyüklüğe ulaşarak bitirecek. Bu da yaklaşık olarak yüzde 30’luk bir büyümeye tekabül ediyor. Garanti Mortgage Genel Müdür Yardımcısı Umur Güven’e göre; 2011’de Mortgage sektörü yaklaşık yüzde 25 oranında büyüyecek ve 70 milyar TL tutarında bir hacme ulaşacak. 2010’da konut sektörünün halen 2008 sonunda başlayan küresel finansal krizin etkilerinden çıkmaya çalıştığını söyleyen Güven, “Mortgage Uzmanı Garanti’nin desteğiyle hazırlanan Reidin.com Emlakendeks’in Türkiye’nin en büyük yedi ilindeki verileri baz alarak hazırladığı Türkiye kompozit satış ve kira endekslerinde 2010’da pozitif bir trend olması, sektörün 2009 Şubat ayından başlayan toparlanmanın devam ettiğini gösteriyor. Ancak gelinen nokta, halen endekslerin en üst seviyede olduğu 2008 Mart-Nisan seviyelerinin altında olduğunu da görüyoruz.” diyor.

Konut fiyatları enflasyonun altında
“2010’da söz konusu endekse göre, Türkiye genelindeki konut fiyatları yüzde 2,19 artarken, kira artış oranı yüzde 2,12 oldu.” diyen Güven sözlerine şöyle devam ediyor: “Bugün geldiğimiz bu noktayı değerlendirip artış oranlarının enflasyonun da altında kaldığının altını çizerken; tüm dünyada 1930’lardan bu yana yaşanan en büyük krizden çıkış yollarının arandığı bir dönemde olduğumuzu, pek çok gelişmiş Avrupa ülkesinin halen krizin etkisi altında olduğunu unutmamalıyız.”

Getiri beklentisi alınan riskle orantılı
“Artık, düşük enflasyonla yaşamanın getirdiği artı değerleri göz önünde bulundurarak, konut gibi gayrimenkul yatırımlarına da, orta, hatta uzun vadeli bir perspektifte bakmayı öğrenmeliyiz.” diyen Umur Güven, gayrimenkul fiyatlarının, serbest piyasa dinamikleri içinde, arz-talep dengesine ve ekonomideki faiz hadlerine göre değişkenlik gösterdiğinin altını çiziyor. Buna bağlı olarak getiri beklentisinin, alınan riskle orantılı olduğunu belirten Güven, “Ancak uzun vadeli bir bakış açısıyla analiz edersek, hızla büyüyen ve kentleşen, çok genç bir nüfusa sahip, eğitim düzeyi gittikçe yükselen, konut stokunun yenilenme ihtiyacı olan Türkiye’de, gayrimenkul, özellikle konut yatırımı, iyi bir alternatiftir. 2011’de, beklenmedik iç ve dış şokların olmaması halinde, konut fiyatlarının yukarı yönlü hareketinin devam edeceğini düşünüyoruz.” diyor.
Konut kredisi için uygun zaman mı?
Kredilerde yıllık maliyet oranları düşüyor. Merkez Bankası faiz indirimine gitti. Peki ekonomik göstergeler, konut talebi, kredi faizleri ne durumda? Kredi almak için uygun bir dönem mi?

Merkez Bankası’nın sıcak paranın önüne geçmek için karşılık oranlarını arttırması ve kredi talebini biraz da olsa düşürerek cari açığı kontrol altında tutmaya çalışmasına rağmen, konut piyasasının 3. çeyrek performansı oldukça ilgi çekici görünüyor. Konut satın alma veya yaptırma eğilimindeki artış, konut kredisi YMO’sundaki (Yıllık Maliyet Oranı) düşüş ve vadelerin uzaması, iç talebin o kadar da kolay kısılamayacağının bir göstergesi olabilir. GYODER (Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) tarafından yayınlanan, Türkiye ve Dünya Gayrimenkul Sektör 3. Çeyrek Raporu ve ilgi çekici noktaları;

Konut arzı genişliyor
Alınan yeni konut yapı ruhsatına göre daire sayısı yılın 3. çeyrekte gerileme göstermiş ve 157.820 adet olarak kaydedildi. Buna karşılık alınan yapı kullanım izin belgesine göre daire sayısı 3. çeyrekte 89.368’e kadar yükselmiştir. Kullanıma giren konut arzı genişlemesini sürdürüyor.

97.391 kişi konut kredisi kullandı
Konut kredilerinde ise son aylarda genişleme hızını devam ettirdi. Aralık ayı başında hacmi 55,2 milyar TL olan ve 3. çeyrekte kullandırılan konut kredisi adedi 97.391 olarak gerçekleşti. Bu göstergelere rağmen konut kredisi kullandırım adedi 2. çeyreğe göre düşüş gösterdi.

Konu kredisi faiz oranları dip yaptı
Konut kredisi faiz oranlarındaki düşük seviyeler devam ediyor. Yıl boyunca düşüş eğiliminde olan Yıllık Maliyet Faiz Oranları (YMO) yıl boyunca en düşük seviyesine ulaştı ve yüzde 9-10 bandına kadar geriledi. Konut kredisi vadeleri de uzama eğilimini koruyor, geçen yılın son ayında 6-10 yıl vade kullanımı yüzde 48,4 iken bu yıl aynı dönemde yüzde 52,1’e yükseldi.

Takipteki konut kredilerinde düşüş
Takipteki konut kredileri ise 3. çeyrekte 925 milyon TL iken, son çeyrekte 902 milyon TL’ye geriledi. Takibe düşen konut kredilerindeki düzelme devam ediyor.

Konut kredisi talebi arttı mı?
Peki tüm bu iyileştirmeler sonucu konut kredi taleplerinde gerçekten bir artış gözlemlendi mi? Son çeyrek için konuşacak olursak: Hayır. Gerçekten de Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre 2. çeyrekte konut kredileri kullandırılan kişi sayısı bir önceki döneme göre artarak 108.017’ye yükselmişken, son çeyrekte konut kredisi kullanan kişi sayısı 97.443’te kaldı. HürriyetKıyasla.com üzerinden yapılan konut kredileri başvuruları da bunu doğrular nitelikte: 3. çeyrekte tüm başvurular içinde konut kredisi başvurularının oranı bir önceki döneme göre yüzde 2,9 azaldı. Üstelik portal üzerinden kullandırılan ortalama konut kredisi miktarı da 2. çeyrekte 76.000 TL iken, bu tutar 3. çeyrekte 64.000 TL’ye kadar geriledi. Vadelerde ise bir değişiklik görülmedi. Portal ziyaretçileri her iki dönemde de ortalama 84 ay vadeli kredi aramaları gerçekleştirdi.

Konut kredinizi yeniden yapılandırın
Türkiye’de mortgage faizleri düşerken, vadeler de artık 20 yıla kadar uzayabiliyor. Bu trend devam ederse, her geçen ay düşme eğiliminde olan faiz oranları, genişletilen vade seçenekleri, yakın zamanda mortgage sistemini Türkiye’de ev almanın vazgeçilmez bir yolu haline getirebilir. Türkiye’de 2010 yılında, bankaların masraflar dahil yıllık faiz oranlarına bakıldığında son üç aydaki düşüş eğilimini görebileceğimiz gibi, yıllar bazında mortgage faizlerinin dip yaptığı dönemlere bakıldığında ise, 2008-2010 yılları arasında masraflar dahil faiz oranının bu yıl yüzde 9,92 ile en düşük seviyesini yaşadığını görebilmekteyiz. Bu durumda 2008 yıllında alınmış bir mortgage kredisinin oldukça yüksek aylık ödemeleri olduğunu tahmin edebiliriz. 2008 yılında konut kredisi almış birinin bu zarardan dönmesi için, kredisini bugünkü oranlardan yeniden yapılandırılması gerekiyor.

Yıllar En Yüksek Ymo En Düşük YMO Ortalama YMO
 2008 32,14 % 17,60 % 21,21 %
 2009 23,40 % 12,67 % 17,41 %
 2010 15,74 % 9,92 % 13,39 %

Doğru yapılandırma kazandırıyor
Örneğin, 2008 yılında 100.000 TL 120 ay vadeli yüzde 17,60 YMO’lu bir mortgage kredisi aldığınızı ve 2 yıl düzenli ödemelerinizi yaptığınızı varsayalım. 2010 yılına gelindiğinde YMO oranlarının düşmesinden faydalanarak borcunuzu yüzde 9,92 YMO ve 8 yıl vadeli bir mortgage kredisi ile yapılandırdığınızda, 18.785,62 TL’lik bir kazanç sağlayabiliyorsunuz. Görüldüğü üzere, mortgage kredisinde yaşanan gelişmeleri takip ederek, doğru seçimleri yapabilirseniz, kredinizi yapılandırarak büyük tasarruflar sağlayabilir ve kredinizi daha ucuza getirebilirsiniz.
Alternatif yatırım araçları ne kazandırdı?
Vadeli mevduat
Örneğin 100 bin TL’sini herhangi bir bankanın vadeli mevduat hesabına yatıran bir yatırımcının 2010 yılı içersinde brüt kazancı 7.250 TL olur. Bu kazancın 1.087 TL’si vergi kesintisine uğradığında, net kazancı 6.162 TL’dir. Yani bir sene içinde vadeli mevduat hesabının ortalama getirisi 106.162,50 TL.

Kâğıt paranın alternatifi olarak tercih edilen altın fiyatlarının 2010 yılı gelişmesi nasıl oldu?

4 Ocak 2010 28 Aralık 2010
Altın ons alış fiyatı: 1.115,70 $ 1.392,1 $
Çeyrek altın alış fiyatı: 87,45 TL. 114,07 TL
Yarım altın alış fiyatı: 174,90 TL. 225,13 TL
Tam altın alış fiyatı: 342,80 TL. 451,26 TL

Döviz
4 ocak 2010 28 Aralık 2010
Dolar alış fiyatı: 1.4810 satış fiyatı: 1.5477
Euro alış fiyatı: 2.1274 satış fiyatı: 2.0358
100 Japon Yeni: 1.5920 1.8872
İsviçre Frangı:1.4283 1.6390

 

Kaynak : Hürriyet Emlak Yasam Eki

Emlak Dünyası Avrasya Emlak Fuarı’nda buluşacak

Türkiye’nin Küresel Emlak Raporu’nda Avrupa’nın en cazip emlak piyasasına sahip ülkesi olarak gösterilmesi Türk emlak piyasasına olan ilgiyi artırdı.

Bu ilgi Şubat ayında İstanbul CNR Expo Fuarı’nda düzenlenecek Avrasya Emlak ve Yatırım Fuarı’na yabancı yatırımcıyı da çekti. CNR Avrasya Emlak ve Yatırım Fuarı 16-20 Şubat 2011 tarihleri arasında CNR Expo’da gerçekleşecek.

Son yıllarda çevre ülkelerin de yakın takibinde olan Türk emlak sektörü, CNR Holding Kuruluşu Pozitif Fuarcılık tarafından TOKİ ve Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. işbirliğinde 16-20 Şubat 2011 tarihleri arasında düzenlenecek CNR Avrasya Emlak ve Yatırım Fuarı’nda bir araya geliyor. Yılın ilk çeyreğinde sektörün yeni projelerinin vitrine ilk kez CNR’da çıkacağını belirten CNR Holding Fuarcılık Grup Başkanı Ali Bulut, fuarda A+ ve B+ grubu tüketici grubunun yanı sıra her gelir grubuna uygun projelerin yer alacağını söyledi.

Bulut, dünya emlak piyasasındaki etkinliğini her geçen gün artıran Türkiye’nin yabancı emlak devlerinin ilgisini çektiğini söyledi. Küresel Emlak Raporu’nun Türkiye hakkındaki olumlu söyleminin yatırımcıları Türkiye’ye çekmede rol oynamaya başladığını, bu iginin fuara katılıma da yansıdığını söyledi.

Sabah

Dendro, parke zeminde renk kısıtlamasını da kaldırdı

Artık isteyen herkes; hayalindeki rengi evinin zeminine düşlerindeki gibi döşeyebilecek. Hiç kimse turkuaz, gri, kahverengi gibi kısıtlamalarla karşı karşıya kalmadan yeni renkler üretebilecek.

Birinci sınıf malzemelerin ve işçiliğin kullanıldığı konutların zemin döşemelerinde kalitesi, her zevke uygun ürün çeşitliliği, müşteri odaklı hizmet anlayışıyla bugüne kadar birçok prestijli projeye imzasını atan Dendro; geliştirdiği üstün teknolojisi sayesinde müşterilerine hayalindeki renkleri parke zeminine uygulayarak, onların ruh hallerine ve iç dünyalarına tercüman oluyor.

Renklerin hayatımızda düşündüğümüzden daha fazla güce ve etkiye sahip olduğu, motivasyon üzerinde oldukça etkili olduğu bilinen bir gerçek. Üzüntülüyken farklı, mutluyken farklı renklerde kıyafetler giyen insanoğlu, iş evinin zeminini döşemeye geldiğinde belirli renk kalıpları dışına çıkamıyor. Bu noktada Ar-Ge faaliyetlerini sürdüren Türk parke sektörünün öncü kuruluşu Dendro tarafından geliştirilen teknoloji sayesinde bu kısıtlamalar ortadan kaldırıldı.

Ördekbaşı mı, Fildişi mi?

Zemin kaplama sektöründe trend belirleyici ürünler sunan, yaşanılır ve keyifli mekanları oluşturmak için çalışan Dendro’nun tasarım uzmanları sınırları aştı. Artık hayal ettiğiniz, evinizde ve iş yerlerinizde görmek istediğiniz renkleri söylemeniz yeterli… Prusya mavisi, fuşya, titanyum beyazı, oksit sarısı, menekşe moru, fildişi, bayrak kırmızısı, kestane, bakır rengi, ördekbaşı yeşili, civciv sarısı ya da limonküfü… Uzmanlar, insan bedeninin en çok temas ettiği yer olan zeminlerde kullanılan malzeme, renk ve çeşidin ruhunuzdaki değişikliklerin ve yenilenmenin de habercisi olduğunu belirtiyor. Kendinizi ait hissedeceğiniz bir mekana adım atabilmek için iç mekan modasının öncüsü olan Dendro, kullanıcılarına dilediği rengi sunabilmek için çalışmalarına aralıksız devam ediyor.

Ofisinizdeki Motivasyonu Arttırın

İş dünyasında da yavaş yavaş renklerin insanlara ve iş enerjilerine olan etkisi konusunda bir bilinçlenme görülüyor. Uzmanlar, renklerin hem yaşamda hem de işyerinde bilinçli olarak kullanılmasının başarıya katkıda bulunduğunu belirtiyorlar. Dendro Lamine Parke Genel Müdür Yardımcısı Serdar Saylan; renklerin karakteristik özelliklerinin bilinerek mekanlardaki renklerin kullanılması gerektiğinin altını çiziyor. Saylan, renklerin insanların enerjilerine katkı sağladığını belirtiyor. Hangi renklerin hangi insan için uygun olduğu konusunda şu bilgileri veriyor: “Çok hareketli ve enerjik insanların özellikle iş yerlerinde kırmızı ve tonları kullanılmalı. Daha sakin işle uğraşan ya da hayatı sakin yaşayan bireylerin mekanlarında sarı renk ön plana çıkarılmalı. Uzun süreli oturulacak bekleme salonları, fuayeler yeşil ve fıstık yeşiline çalan renklerde dekore edilmeli. Eğer iletişim yönünüz kuvvetli ise ve bunu bir iş ile birleştirdiyseniz Prusya mavisinin kullanılması iletişimi ve diyalogu kolaylaştırabilir.”

Çalışma alanlarında kullanılan renklerin insan motivasyonlarına etkisi ise kaçınılmaz. Serdar Saylan; işyerlerinde açık ve ferah tonların ve belli noktalarda da çalışanlara dinamizm kayma için parlak renklerin kullanılmasını öneriyor. Açık ve ferah renklerin bulunduğu ortamlarda insanların daha rahat çalıştığını dile getiren Saylan’a göre, renkler ışıklar etkili olduğu için çalışma mekanlarında ışıklandırmaya ve gün ışığının fazlalığına çok önem verilmesi gerekiyor.

Editöre Açıklama Notu:

İşte Renklerin Dili ve Gücü

Kırmızı: Siz, sert, cesur, enerjik, hırslı, tutkulusunuz. Bu rengi seçtiğinizde yaşamı dolu dolu hisseder ve tüm zevkleri bir an önce peşpeşe yaşamak istersiniz. Yaşamda seçmiş olduğunuz dal veya işiniz için kırmızı önemli bir konsantrasyon rengidir, olayların derinine iner ve ayrıntıları kullanabilirsiniz ama bu rengin insanları için o an önemlidir, geleceğe yönelik planlar yapmazlar ve tedbir almayı pek düşünmezler. Uyumlu olmaya çalışırlar. Ama aslında çevresindekiler onun için basamaktır ve onları itici güç olarak kullanırlar. Toplum ile ilgilidir kırmızıyı seven insan ve bu insan gözlemlenmekten çok hoşlanır, önemli olan ilgi çekmesidir. Kırmızı çok sevilen ve gücü simgeleyen renktir; kırmızı kullanıyorsanız siz bir savaşçısınız ve meydan okumaya bayılıyorsunuz.

Sarı: Sarı güneş ışığının ve altının rengidir; zekayı, arzuları ve ruhsal gelişimi simgeler. Siz sarı rengi seven biri olarak belki de büyük düşüncelerin ve umutların insanısınız. Büyük düşünürlerin ve ideoloji yaratıcılarının favori rengi genelde sarıdır. Bu renk sıradanlığın dışında olmayı amaçlayan insanların rengidir, farklılık getirir ve sizi ayrıcalıklı yapar. Sarı rengi seviyorsanız bilin ki, bu renk kendinize güvenmenizi kırmızıdan daha çok size sağlar. Düşünceleriniz çoğu zaman yoğundur ve büyük planlar yapmayı hep sürdürürsünüz. Siz başarılı olmak için başkalarından daha fazla avantajlara doğal olarak sahipsiniz. Sosyal, etkileyici ve iletişimcisiniz.

Mavi: Deniz mavisini seven insan düzen ve disiplini de sever. Açık mavi ise, sakinleştirici ve huzur vericidir, duygusallığı ve duyarlılığı her an ortaya çıkabilir. Mavi gözlü insanlar genelde tahrik edici ve teşvik edicidir. Öte yandan onların duygularını anlayamazsınız, kendilerini davranışlarıyla ortaya koyarlar. Eğer maviyi ve mavinin tonlarını kullanan, seven biriyseniz sakin bir yaşamı seçmiş birisiniz. size barış dolu, streslerden arınmış bir dünya gerekir, uyumlu çevreler ve sınırsız özgürlük için her şeyinizi verebilirsiniz. Mavi genelde insanların rahatlamak için farkında olmadan, içgüdüsel olarak seçtikleri renktir. Bu rengin insanları çok çalışkan, sebatkar, iradeli, dikkatli ve gayretlidir. Unutmayın mavi inceliğin ve nezaketin rengidir.

Yeşil: Yeşil doğanın veya doğal canlılığın rengidir. Saygı uyandıran, dikkat çeken bu renk aynı zamanda bağımsızlığı simgeler; kalıplardan kurtulmayı ve gelenekleri yenilemenin gereğini anlatır. Yeşili seven biriyseniz size en yakın rahatlatıcı renk mavi olacaktır. Mavi-yeşil renkler yaratıcıdır; moda, gastronomi sanatı ve dekorasyon için mavi-yeşil renkleri sevmeniz önemlidir. Bu renkleri seven ve bu konularla ilgilenen başarılı olacaktır.
Bilimsellik, sevecencilik, maceraperestlik, yenilikçilik sizin özelliklerinizdir. Özellikle doğa yeşili; uysal, etkili, ruhsal, gizemli ve duyarlı olmanızı sağlar. Evinizi dekore ederken canlı çiçeklerin çokluğu ve arzulanması aslında yeşile olan ihtiyaçtan kaynaklanır. Bu rengin hakim olduğu odalarda hele yatak odanızsa çok daha rahat uyursunuz ama odanıza canlı çiçek koymayın çünkü siz uyurken bitkiler biliyorsunuz karbondioksit yayarlar. Onların yerine yapay yeşilleri, yeşil kumaşlı eşyaları veya yeşil ve yeşil tonda boyanmış duvarları tercih edin.

Gücünüzü ve yeteneklerinizi biliyorsunuz, tavır ve eylemleriniz titizdir. Belki de yaşamsal deneylerinizin sonuçlarını ve kişisel güvenliğinizi ömrünüzün ilk yıllarında alacaksınız. Eğer siz bir kadınsanız duygusallığınız olağanüstüdür ve sezgileriniz genelde hep doğruyu gösterir. Zarif ve espritüelsiniz ama bilgiçlikten hoşlanıyorsunuz.

Mor: Mor duygu rengidir, çok özel bir renktir, mistik bir yücelik getirir ve metafizik gücü simgeleştirir. Mor imparatorlukların, dinlerin, ölümün, cazibenin ve sevginin sembol rengi olarak yüzyıllar boyu kullanılmıştır. Mor rengi mistikler, büyük sanatçılar, düşünürler, toplumları düşünce ve ideallerle yönlendirenler tarafından seçilir ve kullanılır. Büyük, ölümüne ve çok özel aşklar mor rengin aşklarıdır onlardan sürekli mor renk yayılır. Bu renk nedeni anlaşılmaz bir bütünlük ve birlik sağlar çünkü bu gizemli gücün önünde mor bir sis ve buğu vardır.
Siyah: Siyah yalnızlığın rengidir, gizemli görünmekten hoşlanır, siyahı seven insan sürekli olarak en büyük sırları bilen kişi olmanın gayreti içindedir. Eğer siyahı seviyorsanız siz kadere aldırmayan karşı birisiniz. Dikkat edin siyah dengenin, hazır olmanın ve kendine hakim olmanın rengidir. Aynı zamanda da bilgeliğin ve yıkıp yeniden yaratmanın.
Kahverengi: Kahverengi toprağın rengidir yani doğumun ve bereketin rengi, yaşam orada döllenir ve büyür. Kahverengiyi seven insanlar fiziksel olarak çok duyarlıdırlar, tenleri çok hassastır ve sinirleri mükemmel bir alıcı olarak çalışır. Bir dokunun bin duyarsınız. Renk listenizin başında eğer kahverengi varsa, özel bir çevreye daima ihtiyaç duyarsınız. Fiziksel rahatlık sizin için çok önemlidir, rahat bir yaşamı yitirirseniz sinirleriniz buna dayanmayabilir. Gerek duygusal, gerekse de maddesel güvensizlik sizi hasta edebilir. Huzursuz, gerilimli ve sıkıcı atmosferlerden daima kaçmalısınız, yüksek elektrikli ortamlar sizi dünyaya küstürebilir. Kahverengi renk olarak yardımseverlik rengidir. Etkiler, sizin çevreyle olan uyumunuzu sağlar ama aynı zamanda kurban edicidir veya kurban olmayı simgeler, kişinin kendini veya en sevdiği şeyi feda etmesini ister. Öte yandan sonbaharda yaprakların sarıdan kahverengine dönmesini hatırlarsanız bu rengi daha iyi anlamlandırırsınız, kendinizi olgun ve deneyimli göstermek istediğiniz anlarda kahverengini deneyin ama sürekli değil.

Beyaz: Beyaz parlak ve ihtişamlıdır; beyaz rengin bulunmadığı bir duygu düşünülemez. Beyaz kişisel değildir ve bazı insanlar için sıkıcıdır. Geleneksel olarak beyaz saflığı, temizliği ve el değmemişliği simgeler, bilindiği gibi de bakireliğin sembolüdür. Renk testlerinde tepki uyandıran bir renk olarak pek beyaza rastlanmaz. Bu rengi seçen insanlar doğasında tepkisizlik ve sessizlik vardır, uzmanlar beyazın hak ve adalet rengi olduğunu belirtiyorlar.

Beyaz öncelikle bilinmeli ki, tüm renklerin bütünüdür ve içinde bütün renklerin anlamlarını ve güçlerini taşır. Fakat yanı sıra da deneyimsizliği ve acemiliği de anlatır. Gerek beyaz gerekse de siyah insan denen varlığın toplam yaşam gücünü gösterirler. Gelinliklerin ve gelin odalarının beyaz olmaları saflığın ve bakireliğin simgesi olduğu kadar, aynı zamanda da yeni başlangıçların, geçmişin unutularak her şeye yeniden başlamanın göstergesidirler.
Lacivert: Kozmik renk olarak kabul edilir; sonsuzluğu, otoriteyi, verimliliği simgeler. O yüzden dünyadaki firmaların yarıdan fazlası logolarında lacivert kullanır. Lacivert giyen kişiler kendilerini çok daha karizmatik ve inandırıcı hissederler. İnsanların üzerinde başarılı ve güçlü imajı bırakır.

Pembe: Uyum, neşe, şirinliğin ve sevginin simgesidir. Rahat hissettiren ve dinlendiren bir renktir. Bu yüzden bazı büyük mağazalar tezgâhtarlarına pembe üniforma giydirir ki, müşteriler kendilerini rahat hissetsin diye. Pembe aynı zamanda çocuk rengidir.

DENDRO HAKKINDA
Dünyanın en seçkin zemin yapı üreticilerinden olan DENDRO Lamine Parke, ASPEN liderliğinde 2007 yılında sektöre adım atmış olup, kısa bir süre içinde Türk tasarımcıların vazgeçilmez markası olmayı başarmıştır.
DENDRO firması en son teknolojik donanım ve profesyonel alt yapısı ile 60 bin metrekare açık ve 12 bin metrekare kapalı alanda, Avrupa standartlarında E1 kalitesinde üretim yapmaktadır.
Firma, aralıksız devam eden Ar-Ge çalışmaları ve doğa dostu teknolojisi ile Türk tasarımcılarının ve kullanıcıların vazgeçilmez markası olmayı başarmıştır. Ahşabın ortam şartlarına karşı oluşturduğu genleşme gibi istenmeyen etkileri en aza indiren DENDRO Lamine parkeler, üç farklı ağaç katmanının çalışma yönleri birbirlerine dik açı oluşturacak şekilde yerleştirmesi ile oluşturulmaktadır. Üç katmanlı yapısı sayesinde ahşabın doğal çalışması % 70 oranında yok ediliyor. Hassas fırınlarda kurutulan ahşap tabakaların E1 standardındaki özel tutkallarla bir araya getirilmesi ile oluşturulan DENDRO parkelerin panel uçlarında kullanılan 10 cm boyundaki Marine Grade su kontra plağı ile parkelerin birleşim yerleri, yapıya görüntü açısından ömür boyu koruma sağlamaktadır. Otomatik makinelerle uygulanan altı kat, özel UV sertleştirilmiş Bona X marka cila, DENDRO lamine parkeyi daha dayanıklı hale getirmektedir. DENDRO lamine parke, plank / iki strip ve üç strip lamine parke seçenekleri ve özel olarak fırçalanmış, yağlı, renklendirilmiş ürün seçenekleri ile de her zevke ve beğeniye uygun olarak hizmet vermeye devam etmektedir.